Yaz sıcaklarında hem serin kalmak, hem rahat etmek hem de şık olmak için kuşkusuz hepimiz ketenlerimize bürünüyoruz. Giderek daha fazla insanın doğal ve sürdürülebilir malzemeleri gardıroplarına dahil etmeyi tercih etmesi sebebiyle keten şimdi çok daha popüler.
Keten bitkisi “Linum”un saplarından elde edilen doğal bir elyaf olan keten, rahat olduğu kadar da uzun ömürlü, dayanıklı ve sürdürülebilir bir malzeme. Ketenin, bitkinin liflerinden ipliğe, oradan da kumaşa dönüşümü en az 100 gün süren bir yolculuk. Birçok kişiyi rahatsız eden ama bence ketene güzelliğini veren o doğal kırışıklığının sebebi de işte bu liflerin düşük elastikiyeti. Ve kırışıklığı bir tarafa koyarsanız keten kumaşın nefes alabilirliğinin; antistatik, antibakteriyel ve hipoalerjenik özelliklerinin; sağladığı serinliğin ve nemi emme kapasitesinin konforunu yaz boyu sürebilirsiniz.
Tarihin ilk tekstili
Keten, tarihi en az 36.000 yıl öncesine dayanan, bilinen en eski tekstil liflerden biri. Antik Mısır’da hem para birimi olarak kullanılıyor hem de mumyalama sürecinin ayrılmaz bir parçasını oluşturuyordu ketenler. M.Ö. 1213'te ölen Firavun II. Ramses'in mezarı 19. yüzyılın sonlarında keşfedildiğinde, keten ambalajlar 3000 yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen mükemmel bir şekilde korunmuş durumdaydı. Ayrıca ketenin antik Roma rahip sınıfı arasında da çok değerli olduğu biliniyor. Hatta tendeki serin ve yumuşak hissi nedeniyle yalnızca üst sınıfların kullandığı bir varlık ve sosyal statü işareti haline geliyor o dönemde. Birçok Avrupa ülkesinin kültüründe keten nevresim ve çarşafları yadigâr olarak bir sonraki kuşağa verme geleneği de hâlâ devam ediyor.
Günümüzde de kaliteli ve iyi bir ketenin nispeten pahalı bir kumaş olmasının sebebi aslında keten ipliği üretmek için gereken zahmetli zaman ve üstlenilmesi gereken manuel işlemler. Bitkinin hasadından kumaşa dönüşmesine kadar geçen sürede emek işçiliği gerektiren pek çok basamak var.
Keten var, keten var
Satın almadan önce ketenin kalitesini anlamak zor olabilir. Ancak farkı görmek çok uzun sürmüyor çünkü kaliteli keten, kullandıkça ve yıkandıkça daha yumuşak ve ipeksi bir dokuya sahip oluyor. Bir keten giysinin en güzel halini alması 1 seneyi bulabiliyor.
Yine de seçeceğiniz ürünün %100 ve yüksek kalite bir keten olup olmadığını belirlemek için birkaç faktöre dikkat edebiliriz:
- Kumaş Mukavemeti: Yüksek kaliteli keten doğası gereği güçlü ve dayanıklıdır. Elinizdeki keteni yavaşça farklı yönlere çekin. Bu teste yırtılmadan veya aşırı esnemeden dayanabiliyorsa, muhtemelen iyi bir keten kumaşla karşı karşıyasınız demektir.
- Menşei: Avrupa ketenleri, özellikle Belçika, Litvanya ve Fransa menşeili olanlar, epeyce fark yaratıyor. Hem Avrupa’nın yüzyıllara yayılan keten yetiştirme ve dokuma geleneği hem de AB’nin keten konusundaki katı düzenlemeleri bu yüksek standardı sağlıyor.
- Dokusu ve hissi: Keten hafif düzensiz dokusuyla ayrılır. Parmaklarınızı kumaşın yüzeyinde gezdirdiğinizde, küçük düzensizlikler ve şantuk dediğimiz küçük düğümler/butonlar fark etmelisiniz. Keten kumaşın bu doğal eğilimi eskiden bir kusur olarak görülse de, artık tekstil endüstrisi bu benzersiz özelliği ketenin mükemmel unsurlarından biri olarak kabul ediyor. Bu doku hakiki ketenin en ayırt edici özelliği.
- Kırışıklık testi: Keten, cazibesini biraz da kolayca kırışmasına borçlu. Kumaşın küçük bir kısmını elinizde buruşturup bırakın, eğer kumaş kırışıklara tutunuyorsa o zaman saf bir keten tutuyorsunuz. Elinizdeki kumaş kolay kırılmıyor veya kırışmıyorsa yüksek ihtimal başka liflerle karıştırılmıştır.
- Dayanıklılık: Ketenin en büyük özelliklerinden biri çok dayanıklı olması, eğer keten giysiniz renk solması, ağırlık kaybı veya birkaç kullanım sonrasında kumaşın hasar görmesi gibi belirtiler göstermişse büyük ihtimalle yüksek kaliteli bir keten değildir.
- Termal özellikler: Keten, sıcak yaz günlerinde sizi serinletebilen, biz pek kullanmasak da soğuk havalarda ise sıcak tutabilen yani ısı regülasyonu yapan bir kumaş türüdür. Keten giydiğinizde cildinizde aşırı terleme ve nem hissi fark ederseniz, büyük ihtimalle üzerinizdeki saf keten değildir.
Sürdürülebilirlik
Keten, çevresel zararı yok denecek kadar az diyeceğimiz nadir tekstil ürünlerinden biri. Made-By Endeksine(*) göre keten en sürdürülebilir elyaflar kategorisinde üst sıralarda, organik olanları ise A sınıflandırmasıyla en üstte yer alıyor. Keten bitkisinin elyafa oradan da kumaşa dönüşümü özellikle bir başka doğal elyaf olan pamuğa kıyasla oldukça fazla su ve enerji tasarrufu demek. Keten tarımı sulama gerektirmiyor ve çoğunlukla sadece doğal yağışlarla sürdürülüyor, oysa 1 kg pamuk üretmek için 7000 litreden fazla tarımsal sulama gerekiyor. Keten tarımının başka güzellikleri de var: 1 hektarlık keten tarlası atmosferden 3 ton karbondioksit temizleyebiliyor ve hem toprak kalitesi hem biyoçeşitlilik üzerinde olumlu etkileri var. Ayrıca keten bitkisi sıfır atık bir bitki çünkü tohumundan gövdesine, köklerinden lifine tamamıyla kullanılıyor.
Keten kumaş ise dayanıklı ve uzun ömürlü olmasının yanı sıra yüzde yüz biyoçözünürlükle tamamen doğaya karışabiliyor. Avrupa Keten ve Kenevir Konfederasyonu'na göre, "1 pamuklu gömlek üretmek için 2700 litre su gerekirken, bir keten gömlek için yaşam döngüsü boyunca 6,4 litre su kullanılıyor." Ketenle ilgili en büyük dezavantaj saf beyaz keten elde etme süreci. Bu işlem ağır kimyasallar içeren bir ağartma gerektiriyor. Bu sebeple ketenin doğal tonlarına bağlı kalmamız çok daha çevre dostu bir yaklaşım olacaktır. Sürdürülebilirlik noktasında bir diğer konu ise keten lifi üretiminin fazlasıyla el emeği gerektirmesi, yani ketenlerimizi işçi ve çiftçilerine etik, adil ve güvenli koşullar sağlayan üreticilerden tercih etmemiz de önemli.
Tüm bu avantajlarına rağmen ketenin tekstildeki kullanım oranı yazık ki %1’den az. Bu oranı artıralım diye yok yere keten alışverişine koşalım demiyoruz elbette ancak ihtiyaç listelerimizi yaparken ketene biraz daha şans tanımayı aklımızda tutalım. Uzun ömrü, dayanıklılığı ve tarih boyunca koruduğu özel yeri ile ketenler hem ekonomik hem çevreci birer yatırım.
*madeindex.com