Levent Dokuzer, Zorlu PSM Genel Müdür Yardımcısı
2 kedi babası
Nasıl tanıştın kedilerinle?
Ben kedili bir evde büyüdüm fakat alerjik astım bronşitim olduğu için ve çocukluğumun 3 gününü evde 4 gününü hastanede oksijen çadırında geçirdiğim için, bir süre sonra (rivayete göre) evdeki kedimiz Miki, benim hasta olduğumu ve kedi tüyüne ileri derecede alerjim olduğunu anladığı için kaçtı! Seneler sonra bir gün, 2015 senesinin Nisan ayında, doğum günüme yakın bir dönemde
Cihangir’de bir pet shopun camındaki bir kafeste “Ücretsiz kedi yavrusu sahiplenin” yazısının altında inanılmaz kocaman gözleri olan siyah ve aşırı çirkin bir kedi gördüm. Gerçekten çok küçük, kocaman kulakları ve zehirli tiroidi varmış gibi bakan deli gözleri vardı. Yaklaşık 3-4 gün boyunca işten eve giderken hep o kediye bakmaya başladım, pet shopun önünde sigara yakıp uzun uzun kediyi izliyordum. Bir gün daha uzun süre kediye bakarsam yanlış anlaşılacağımı düşünerek cesaretimi topladım ve içeri girip o koca kulaklı yavruyu aldım. Tam siyah olan kediyi kafesten çıkardım ve kedi kumu maması kutusu falan gibi gerekli alışverişleri yaparken arkamda bir kıyamet koptu. Feryat figan bir çığlık ve ağlama sesi gelmeye başladı. Arkamı döndüğümde o zamana kadar hiç gözüme ilişmeyen kafesteki sarılı beyazlı diğer yavru kediyi gördüm. Başta siyah kediyi alırken kendisine zarar mı verdim diye düşünüp korkarak görevliye baktım. “Abi onlar oynuyordu beraber, sen şimdi arkadaşını alınca tek kaldı, ondan ağlıyor” dedi. O anda anlamalıydım nasıl bir belaya bulaştığımı
ama duygularım ağır bastı ve 2 kedi evde daha iyi anlaşır, sosyalleşir, arkadaşında ayrı kalmasın diyerek siyah kedi (Yoda) ile birlikte sarılı beyazlı kediyi de (Soda) sahiplenmiş oldum. Kedilerim de benim gibi Koç burcu.
Seni en sinirlendiren ya da en çok güldüren özellikleri neler?
Soda yukarıda bahsettiğim çığlık ve ağlamayı 9 senedir günde 2 defa, bir sabah bir akşam, ıslak mama yiyip hemen arkasından balkona çıkma rutinini gerçekleştirebilmek adına bir gün bile şaşmadan yapıyor. Bu savaşı bir kere bile kazanamadım.
Bazen sinirlerim bozuluyor. Yoda ise her nerede olursa olsun oturur veya yatar pozisyona geçtiğim anda koşarak gelip üzerime çıkıyor. Sensörleri var…
Karakterleri renkleri gibi ters mi?
Her yönlerini çok seviyorum ama Yoda gerçekten çok sorunsuz yastık gibi bir kedi. Örneğin Soda demin bahsettiğim gibi ıslak mama vermezsem bayılma taklidi falan yapabiliyor ağlayarak ama Yoda ömür boyu kuru mama yiyebilir bir kere bile miyavlamaz. Soda kriz geçirdiği için balkona çıkartmasam Yoda’nın aklına bile gelmez balkona çıkmak… Yoda gerçekten mis gibi kokuyor çok temiz bir kedi ama kumunu temizlemeyi azıcık aksatayım, gözümün içine baka baka çantama ve kıyafetlerime işer. Soda çok akıllı bir kedi, bir duruma verdiğim tepkiyi hep hatırlıyor ve biraz sinirleri bozuk bi kedi o huyuna çok gülüyorum sinirlenince falan burnunda egzama çıkıyo hemen ve biraz kendime benzetiyorum. Yoda’nın maalesef IQ’su biraz düşük bence.
Onlar olmasa en çok ne eksilirdi hayatından?
Bilmiyorum ama bazen gerçekten evde saatlerce kedilerimle oynuyorum ve onları seviyorum. Onlar olmasa herhalde çok büyük bir boşluğa düşerdim. Tüm kedileri aşırı seviyorum.
Yoda ve Soda için bir şarkı seçsen?
Soda: System of a Dawn – Chop Suey! Yoda: The Do – On My Shoulders
Çocuklu arkadaşlarına bakıp “iyi ki kedilerim var” dediğin anlar oldu mu hiç?
“Allah dağına göre kar verir” atasözüyle konuyu kapatayım… Sadece bazen keşke kedilerim konuşabilse diye düşünüyorum.
Ege Çubukçu, Müzisyen
1 köpek babası
Frankie ile nasıl tanıştın?
Frankie ile tanıştığımda annemi kaybedeli 1-1.5 ay olmuştu. Bakımını ve eğitimini karşılayamayacaklarını fark eden sahipleri ırkı (Dogo Argentino) kaynaklı yaşayabileceği sıkıntılardan dolayı sahiplenmem için ilk bana ulaştılar. Normalde böyle bir sorumluluğu iş hayatımdan, hayat tarzımdan dolayı kabul etmeyebilirdim ancak o zamanın şartları bizi bir araya getirdi. İyi ki de öyle oldu. Onun sayesinde tuttuğum yas başka anlamlar kazandı. Beni hayata kazandırdı Frankie.
Frankie’nin özellikle sevdiği bir şarkın var mı?
Babacı bir kız olduğu için eğer duysaydı muhtemelen en çok benim şarkılarımı severdi. Ama kızımız doğuştan sağır.
Frankie’nin uyuz olduğu bir kuralın var mı evde ya da hayatta?
Tam saatinde yemek yeme kuralına bazen uyuz olduğunu hissediyorum. 1 saat kala ufak ufak mama kabının etrafında dolaşsa da yüz vermediğim için üfleyip iç geçirip kanepeye çıkıyor. Oradan göz ucuyla beni izliyor. Bir de seyahate çıkmadan önce valizimi toplarken onun çantasını hazırlamadığımı gördüğünde yani onsuz gideceğimi anladığında bana kızdığını anlayabiliyorum maalesef. Irkından dolayı birçok kısıtlamaya tabiiyiz. Uçak, otel, mekan gibi değişkenlerde Frankie’nin benimle seyahat etmesi mümkün olmuyor.
Zor zamanlarında Frankie sana destek oluyor mu, bunu nasıl hissettiriyor?
Frankie enerji harcamayı çok seven, oyuncu bir karakter. Koşmaya, yüzmeye bayılır. Hareketlidir yani. Ancak benim çalışmam gerekiyorsa ya da hasta olup yataklara düşüyorsam bu gibi zamanlarda aşırı pasif bir karaktere dönüşüp işimi bitirmemi ya da ayağa kalktığım günü bekler. Enerjim düşükse bana ayak uydurur. Bu en sevdiğim ve şükrettiğim karakter özelliklerinden biri.
En komik yanı ne Frankie’nin?
Vahşi ve tehlikeli bir ırk olarak etiketlendiğinden dolayı “bizim Frankie” bize her daim komik geliyor. Çünkü insanlara olan sevgisini biliyoruz. Temas bağımlılığı var. Biri ondan çekinip korktuğu için uzak kalırsa bu onu çok üzüyor ve bunu rahatlıkla yüzünden okuyabiliyorsunuz. Trajikomik bir durum. Aşırı meraklı bir tip. Sürekli peşimde olması ve insan hayatımızda neler döndüğüne dair bizi anlamaya çalışması çok sempatik geliyor bana. Yağmurda kemiği ıslanmasın diye bahçeye çıkıp kemiğini eve taşıması gibi bireysel aldığı kararlara çok gülüyorum.
Cansel Elçin, Oyuncu
2 kedi babası
Victor ve Mary ile nasıl tanıştın?
Victor sokakta bir marketin önünde duran arabanın altından çıktı ve direkt bana geldi. O seçti beni. Victor sıkılmasın diye bir kedi daha istiyordum ve bir arkadaşım Mary’i getirdi, tamamlandık.
Karakterleri nasıl Victor ve Mary’nin?
Mary daha komik bir kedi. Bir köpek gibi ona attığım fare oyuncakları geri getiriyor. Victor benim yediğim her şeyi tatmak istiyor. Geçen gün bir kruvasan getirmiştim onun bile tadını denedi! Ama en çok zeytinyağlı seviyor.
Fırat Altuntaş, Oyuncu-Müzisyen
1 köpek babası
Biggie adını nasıl koydun?
Tipi rapçi Biggie’ye benziyor diye koymuştum. Zaten rahmetliyi de çok severim sevdiğim de bir isimdi.
Çok enerjik bir arkadaş Biggie. Peki en Biggie özelliği ne?
Tam olarak bu özelliği. Hep mutlu o yüzden biz de hep mutlu oluyoruz.
Biggie zor bir süreç geçirdi, şimdi tekerlekler yardımıyla yürüyor, nasıldı alışma süreci?
Dediğim gibi Biggie hep mutlu olmaya yaşamaya odaklı o yüzden biz de hep güçlüyüz onun sayesinde. Belinde fıtık oluşmuş, fıtık en son ödem yapıp omuriliği felç etmiş. Tabii bizim fıtıktan hiç haberimiz yoktu. Biggie her yere atlayıp zıplıyordu, hiçbir semptom göstermemişti. Sonuçta kolay bir şey değil, çok üzüldük başlarda masum meleğimi öyle görmek kolay değildi. Ama beterin beteri var ve gerçekten şükrediyorum daha kötüsü olmadığı ve yanımda olduğu için. Arka bacaklarının felçli olması dışında her şeyi aynı, psikolojisi çok iyi. Bunlar sayesinde güç ve ders alıyoruz Biggie’den.
Biggie’yle hangi şarkıyı söylemek isterdin?
Zaten o an hangi şarkı çalıyorsa kelimeleri değişip Biggie’ye göre yorumluyorum, remiksliyorum o yüzden her şarkı olur.
Fatih Adalıgil, Veteriner
1 köpek, 2 kedi babası
Veteriner olmaya nasıl karar verdin?
Veterinerlik, anneannemin çiftliği ve inekleri sayesinde çocukluk hayalim ve tek tercihimdi.
Fıçı, Muzo ve Manço ile nasıl tanıştın?
Fıçı, çocukluk arkadaşımın köpeğinin yavrusuydu. Doğumunu Facetime’dan izlemiştim ve sonra sahiplendim. Muzo da hasta sahibinin kedisinin yavrusuydu. Evine bakıma gittiğimde orada tanıştık. Manço arkadaşımın kedisiydi. 1 senedir bende. Arkadaşım bakamadığı için bana vermek zorunda kaldığı bir çocuk. Daha önce de hasta olduğunda 5 ay bende kalmıştı. Normal şartlarda evde çişini yapan, evi batıran bir kediyken bende kaldığı süre zarfında hiçbir sorunla karşılaşmamıştık, aşırı mutluydu.
Hasta sahiplerinin hayvanlar hakkında neyi anlamasını isterdin?
Açıkçası hem bize hem de hayvanlara karşı daha merhametli olmalarını isterdim. Aynı zamanda da hayvanların hayvan olduğunu, onların insanmış gibi olmadığını anlamalarını, biz veterinerlerin de çok okuyarak, çok çalışarak zor yollardan geçtiğimizi bilerek bizi biraz da olsa dinlemelerini isterdim.
Fıçı’nın en sinir bozucu huyu ne?
Herkesi çok sevmesi! Bazen kendimi özel hissetmiyorum. Kedilerimde en sevdiğim huy, çok cool olmaları ve bana karşı her zaman için aşırı sevgi dolu olmaları. Fıçı’nın da en sevdiğim huyu herkesi sevmesi.
Sokak hayvanları konusunda doğru çözüm nedir sence?
Tek çözüm yolu var: Düzenli kısırlaştırmak ve onların da varlığını kabul etmek.
Emrah Kavlak, Görsel Tasarımcı
1 köpek ve 1 çocuk babası
Oğlun Ferhan ve kızın Lori’nin ortak özellikleri var mı?
İkisi de yemek yemeyi çok seviyor. (Keşke Ferhan da Lori kadar uyumayı sevse)
Ferhan ve Lori’nin arası nasıl?
Ferhan’ın Lori ile arası hep iyiydi ama Lori ilk başlarda net bir şekilde sevmiyordu. Ferhan yemek vermeye başlayınca “katlanmaya” başladı.
Lori’nin en komik yönü ne?
Bakışları!
Ferhan ile yapmayı en çok sevdiğin şey ne?
Muhabbet etmek ve spor yapmak.
Doruk Tırman, İşletmeci
1 köpek babası
Migo’yla nasıl tanıştın?
Aslında evlat edindiğim diğer köpeklerle aynı şekilde gerçekleşti Migo’nun hayatıma girmesi. Geldi, bizi buldu ve yerleşti, biz de onu kabul ettik.Yaklaşık 4 aydır bizimle. Henüz 11-12 aylık olduğunu düşünüyoruz veterinerimizle beraber.
Migo adı nereden geliyor?
Meksikalı bir tavrı var kendisinin, ismi “amigo”dan geliyor, zamanla ‘Migo’ ya dönüştü.
Seni en çok kızdıran ya da güldüren yönleri neler?
Şu ana kadar hiç bir tavrına kızmadım. Sanırım, kendi gelip uyumlanan köpekler böyle oluyor biraz. En güldüğüm an, ilk kez tasma taktığımda ayaklarının bağının çözülüp yere yatıp kalmasıydı, hala aynı durumda tasmayla ilişkisi! Uzun bir hayat var daha, hem gülecek hem sinirlencek malzemeler çıkar.
İlk deneyimin değil ama köpek babası olmak sana ne öğretti?
Köpek babası olmanın bana öğrettiği en önemli şey ‘koşulsuz sevginin’ o kadar da zor bir şey olmadığı.
Sina Ateş, Sanatçı
2 kedi ve anne karnında henüz 7 aylık olan bir bebek babası
Üzüm ve Boncuk ile nasıl tanıştın?
Üzüm, Elif’in kedisiydi. 8 yaşında kendisi, ilk tanışmamızda hemen ısındık birbirimize. Boncuk ise 2 yaşında, Erdek’te çok hasta bulduk, iyileştirdik, dayanamayıp aldık, hem de Üzüm’e yaren olur dedik. Fakat hala pek anlaşamıyorlar.
Üzüm ve Boncuk eşinin hamile olduğunun farkında mı?
Kesinlikle farkındalar, özellikle Üzüm sürekli karnının yanına yatıyor.
Kedi-bebek videoları izler oldunuz mu?
Sürekli önüme düşmeye başladı bu tip videolar, Elif’le günlük kesin bir iki video yolluyoruz birbirimize.
Babalık hazırlıkları var mı?
Valla hazırlık olarak spora başladım büyüdükçe rahat taşıyayım diye. Onun dışında kitap dahi okumadım, kendimiz deneyimleyerek ve yaşayarak öğrenelim istiyoruz.
Taylan Şahin, Kardiyolog
2 kedi babası
Kedilerinle nasıl tanıştın?
Roo ile sokakta , Miro ile Instagram’da karşılaştım ve aşık oldum.
Zaman zaman seni çıldırtsalar da onları aynı şekilde sevmeye devam etmenin sebebi ne?
Bir insanı sevdiğinde sebep neyse o. Sevmek böyle bişey değil mi?
Kedilerinden ne öğrendin?
Onları çok ciddiye almamam gerektiğini ve dolayısıyla kendimi de fazla ciddiye almamam gerektiğini öğrendim.
Serdar Ormancı, İşletmeci, DJ
1 köpek babası
Jagu ile nasıl tanıştın?
Jagu, 7 yaşında. “Amerikan Akitayim Ben” diyor. Aslında Cane Corso sahiplenmek istiyordum. Bir gün tesadüfen arkadaşımın köpeklerinin doğum yaptığı haberini aldım. Ona gittiğimde simsiyah bir yavrunun üzerime geldiğini gördüm ve evden birlikte çıktık.
Jagu’nun seni en sinirlendiren huyu ne?
Benimle inatlaştığında galip geleceğini sanmasına aşırı sinirleniyorum.
Jagu’nun seni en güldüren yönü ne?
Bir hata yaptığında fark ettiğimi anlamasına çok gülüyorum.
Onur Güneş, Avukat
1 köpek babası
Çakıl’la nasıl tanıştınız?
Çakıl ile Yedikule Hayvan Barınağı’nda pandemi döneminde tanıştık. 2 buçuk aylık, 4 kilo bir bebekti. Yavru köpeklerin olduğu bir odada duruyordu. Camdan baktığımız gibi üzerimize atlamaya çalıştı. Hemen o gün sahiplendik ve evimize getirdik.
Çakıl’ın en Çakıl özelliği ne?
Çakıl’ın en kendine özgü özelliği asla sinirlenmemesi ve kavga etmekten hep kaçınması. Başka köpeklerin kendisine havlamalarını bile duymazdan gelir hiç oralı olmaz.
Bir hukukçu olarak konuşulan yeni sokak hayvanları yasası hakkında ne düşünüyorsun?
Bir hukukçudan önce bir insan olarak cevap vermek daha doğru sanırım. Öldürebilecek gücümüzün olduğu her canlıyı öldürmek gibi bir sorun çözme yöntemini insan olarak utanç verici buluyorum. Belediyeler ve merkezi hükümet üzerine düşeni yaptıkça sokak hayvanları sorununun kalmayacağından eminim. Önemli olan, dünya üzerinde egemen olan insanın bu gücün getirdiği sorumluluk, akıl ve bilimsellikle hareket etmesi. Geri dönüşü olmayan utanç verici olayların yaşanmaması için aklımızı ve vicdanımızı devreye sokmalı ve bu yasanın geçmesini engellemeliyiz. Sokak hayvanları insanların sorumluluğundadır, bu sorumluluk ile hareket etmeliyiz.
Emre Erbirer, Kültür sanat dünyasında multidisipliner danışman, yazar
1 köpek babası
Nasıl tanıştınız?
Instagram’da karşıma çıktı. Sokakta bulup sahiplendirmek isteyen bir çift paylaşmıştı.
Seni en sinirlendiren ya da en çok güldüren özelliği ne?
Yemek yemek istemediği zaman mama kabının önünde havlaması.
Sanat dünyasından biri köpeğinin portresini yapacak olsa kimin yapmasını isterdin?
Salvador Dali.
Gürkan Gürel, Kreatif Direktör
2 köpek babası
Pixie ve Agnès ile nasıl tanıştın?
Pixie’yi 6 aylıkken sahiplendik, Agnès ise Pixie’nin kızı. Pixie bir kere doğum yaptı. Tüm yavrularını sahiplendirmek istiyorduk ama Agnès’in “otizm spektrumunda” olduğunu fark edince annesinden ayrılmasını istemedik.
Pixie ve Agnès’in ilişkisi insan anne-kız ilişkisine benziyor mu herhangi bir açıdan?
Annesine aşşşırı düşkün ve annesinin dizinin dibinden asla ayrılmayan ve her şeyi annesiyle yapan bir kız çocuğu var mı bilmiyorum. Ama bizimkilerin ilişkisi öyle.
Evde kimin sözü geçiyor?
Merve'nin elbette.
Köpek sahiplenecek kişiler sence nelere dikkat etmeli?
Bir evlat edinecekler. Bu sorumluluk bilincinde olmak zorundalar. Ve çok da zor değil. Öyle güçlü bir sevgi ki her türlü mecburiyeti, sorumluluğu hobiye çeviriyor.
Okan Arslan, Köpek Eğitmeni
7 köpek, 1 kedi babası
Bize evlatlarını tanıtır mısın?
7 köpeğimiz ve 1 kedimiz var. Kedimiz Martin 15 yaşında. Köpeklerimizden Tarçın 13, Lucy 11, Alf 7, Jüliet 8, Romeo 7, Alice 6 ve uzun yıllar Maçka parkında yaşayan ve 4 yıl önce geçirdiği rahatsızlıktan sonra ailemizin bir parçası olan Hector’un yaşı ise tahminimizce 12 civarında.
Köpek eğitmenisin, sen ne öğrendin köpeklerden?
Hayatıma giren her köpek bana birçok şey öğretmiştir. Manevi kısmın yanı sıra iş alanımda da kendimi geliştirmeme ve bu alanda farklı branşlarda yetkinliğimi arttırmamı sağladılar. Örnek vermem gerekirse, kendi köpeğim Jüliet ile uzun zamandır ‘Mantrailing’ yani ‘İz takip’ alanında çalışıyoruz. Köpeğimin bu alana olan yatkınlığı sayesinde ben de kendimi çeşitli eğitimlerle bu alanda geliştirdim. Birçok sınava beraber girdik ve hatta 4 yıldır da belli dönemlerde açtığım grup dersleriyle birçok köpeği bu alanda çalıştırdım. Hayatıma giren köpeklerin ilgi alanlarına göre geliştirdiğimiz her bir oyun, çalışma hem beni hem de onları farklı noktalara taşıdı.
Seninkilerden birinin ne yaparsan yap öğrenmediği bir komut var mi?
Bizimkilerden Alice’i kendi haline bıraktık. Zorluk çıkaran bir köpek hiç değil ama ‘otur’ dışında komutları da duymazdan geliyor.
Sokak hayvanları ile ilgili konuşulan yasa ile hakkında ne düşünüyorsun?
Sokak köpeği diye adlandırdığımız melez veya safkan köpek ırklarının kontrolsüz üremeleri, yer altı üretim yerlerinin acımasızca devam etmesine müsaade edilmesi, satın alınan ya da sahiplenilen köpeklerin tekrardan terk edilmek suretiyle sokaklara düşmesi sahipsiz köpek sayısının her geçen gün artmasına maalesef ki sebep oluyor. Kısırlaştırma yapmak hem biz hayvan sahiplerinin sorumluluğu hem de belediyelerin sorumluluğundadır. Kendi köpeği bir kere doğursun diye ısrarcı olanlar sayesinde de günün sonunda yine birçok köpek sokaklara düşüyor. Burada en büyük sorun yasaların adil ve koruyucu olmaması, cezai yaptırımların uygulanmaması, yeterli kısırlaştırma yapılmaması… Çip sistemi yapıldı fakat kayıt altına alındığı halde sokağa terk edilen hayvanlar oluyor ve maalesef ki hiçbir cezai yaptırım uygulanmıyor. Biz o zaman neden çip taktırdık? Ne işimize yaradı bu sistem? Neyi korudu, neyi engelledi? Bu süreci en sağlıklı şekilde yürütmek istiyorsak öncelikle koruyacağız, yaşatacağız, aşılatacağız ve popülasyonu kontrol edebilmek için kısırlaştıracağız. Belediyelerin Stk’larla barındırma, aşılatma, kısırlaştırma, beslenme, sahiplendirme ve bilinçlendirme konusunda işbirliği içinde olması süreci daha insani, hızlı ve güvenli bir hale sokacaktır. Sahiplendirme süreçlerinde gönüllü hayvan sever grupların ya da STK’ların desteği ile doğru eşleştirmeler yaparak süreci takip etmek en sağlıklısı olacaktır. Tabii ki burada sorumluluğu alan kişilerin herhangi bir nedenden dolayı terk etmesi durumunda cezai yaptırımların uygulanması gerekmektedir. Hayvan istismarında hiçbir iyi hal indirimi olmaksızın suçluların bunu yapabilecek cesareti gösterememesi için cezaların en ağır ve caydırıcı şekilde olması şarttır. Bugün ‘Avrupa’da şöyle böyle’ diyenler oranın geçerli olan yasalarına bir baksınlar bakalım! Sen köpeğinin gün içerisindeki ihtiyaçlarını karşılama bak nasıl bir ceza karşına çıkıyor. Köpeğinin tuvaletini temizleme bak o cezayı sana ödettirdikten sonra bir daha bırakabiliyor musun!!! Çocukların gelişim çağlarında yaşadığımız toprakların her bir köşesinde var olan tüm hayvanlara karşı saygı göstermeyi ve sevgi vermeyi öğrenmeleri çok önemlidir. Doğanın sahibi değil onun bir parçası olduğumuz bebek yaşlardan itibaren her bireye aşılanmalıdır.
Yunus Emre Can
1 kedi babası
Zekai ile nasıl tanıştın?
Yakın arkadaşımız kayalıkların arasında bulmuştu. Bakımı için birine ihtiyaç vardı. Bir süre diye başlayan serüven ilk görüşte aşk ile bugünlere geldi.
En komik yönleri ne Zeka’inin?
Cam önü flörtleri çok komiktir. Mahallenin yakışıklısıdır bizimki. Bir de yemek saatlerimizde, ona da verelim diye, kılıktan kılığa girdiği anlar...
Zekai’den ne öğrendin?
Koşulsuz sevmeyi öğrendim demek isterdim ama Zekai karşılığını alacağını garanti etmeden pek sevgi göstermez :) Ama ondan öğrendiğim yegane şey hayata karşı direnme gücü. Fip hastalığını gözlerimin önünde mücadeleci ruhuyla atlatıp, tekrar o adımları atmaya başlaması, hayata dair en büyük umut ve derslerden biridir benim için.
Hayvanının en sevdikleri özellikleri ne?
Her şeye rağmen hayatta kalacak güce sahip olması diyebilirim.
Eray Karadeniz
1 kedi babası
Haldun Bey ile nasıl tanıştın?
Çocukluk arkadaşımın ablasının kedisi yeni doğum yapmıştı. Biz de yemeğe davetli olduğumuz bir gün kendisiyle daha 1 aylıkken karşılaştık. Avucumun içine aldım, bana baktı ve uyumaya başladı. Biz de o an hem tanıştık, hem de birbirimize bağlandık.
En komik yönleri ne Haldun Bey’in?
Benimle saklambaç oynaması.
En sevdiğin özelliği ne?
Tek başına yaşayan biri olarak evden çıkarken ya da eve gelirken beni kapıda karşılaması.