Published in  
Güzel Rastlantılar
 on  
November 7, 2024

Rastlantılar günlüğü: İstanbul ya da İstanbul

Kaç zaman oldu, İstanbul’a bakıyorum: Hikâyelerimin sabit arka planı, ruh hallerimin dip akıntısı burası. Tüm duyularım alarm veriyor, şehrin tüm ihtimalleri önüme seriliyor; şimdiki zamanın nostaljisi bu — henüz yaşarken eskiyen bir hali var tüm karşılaşmaların. Ben de yürüdüm, gördüklerimi size getirdim.
Tarih
7/11/24

Rastlantılar günlüğü: İstanbul ya da İstanbul

Kaç zaman oldu, İstanbul’a bakıyorum: Hikâyelerimin sabit arka planı, ruh hallerimin dip akıntısı burası. Tüm duyularım alarm veriyor, şehrin tüm ihtimalleri önüme seriliyor; şimdiki zamanın nostaljisi bu — henüz yaşarken eskiyen bir hali var tüm karşılaşmaların. Ben de yürüdüm, gördüklerimi size getirdim.

Tarih
7/11/24

Rastlantılar günlüğü: İstanbul ya da İstanbul

Kaç zaman oldu, İstanbul’a bakıyorum: Hikâyelerimin sabit arka planı, ruh hallerimin dip akıntısı burası. Tüm duyularım alarm veriyor, şehrin tüm ihtimalleri önüme seriliyor; şimdiki zamanın nostaljisi bu — henüz yaşarken eskiyen bir hali var tüm karşılaşmaların. Ben de yürüdüm, gördüklerimi size getirdim.

Karaköy — 29 Eylül 2024 15:04

I. Rastladığımda gül tazeydi; etrafıma baktım, hiç kimse yoktu. İstanbul’da bir kenara bırakılmak yeni bir şey değil, ama bu fotoğrafları yeterince biriktirirseniz, bunun şehrin bir huyu olduğunu çıkarsayabilirsiniz. Fırlatılmamış veya çöpe atılmamış, sadece bırakılmış; artık hepimizin sorunu bu çiçek.

Balat — 2 Ekim 2024 15:20 /14:34

II. Bir saat içinde bu iki sahneye denk gelince, Federico Clavarino’nun eşsiz kitabı Italia o Italia’yı hatırladım. Daha o an bu hikayenin başlığına karar vermiştim bu sayede. Bir turist dikkatle beni izledi, neyi çekmiş olabileceğimi çok merak ederek koşar adım caminin arkasına gitti. Bilmediği şeyse, benim hep görünmez şeylerin fotoğrafını çektiğimdi.

Fener — 3 Ekim 2024 15:24 / Karaköy — 3 Ekim 2024 16:14

III. Sokakta bazı kediler size bağırır, sokakta bazı terliklerin teki kenara bırakılır (huy demiştim). Kediyi dinleyip peşinden gidebilirsiniz, anlayamadığınız bir derdi vardır hep. Karaköy’de tek terlikle yürümek de anlayamadığım bir dert doğrusu. N’oldu kim bilir. Bunları not edereken Interpol dinliyorum bu arada, The Rover çalıyor.

Fener — 2 Ekim 2024 14:59

IV. Kendi haline bırakılan her çıkmaz sokaktan doğa fışkırır. Jurassic Park’ta geçen “Life finds a way” lafı gelir aklıma her seferinde. Budayabilirsiniz, saksılara paylaştırabilirsiniz, ama bunları sonsuza kadar yapamazsınız. İçimizden biri kaçınılmaz olarak öldüğünde, bu çıkmaz sokakların tamamen bitkilerle dolacağını düşünüp yürümeye devam ederim, bu düşünce bana huzur verir.

Pera — 3 Ekim 2024 16:45 / Eminönü — 3 Ekim 2024 16:00

V. Şehirle en büyük inatlaşmam: İnşaatlara bakmak — çünkü daima saklı, üstü örtülmeye çalışılan bir halleri vardır. Kaç tane inşaat güvenlik görevlisiyle tartıştığımı anlatamam; “İlginç geldi, çektim, kime ne zararı var bunun” deyince hakarete uğramış gibi daha çok kızarlar. Çok büyük bir sorun ama alıştım. Benzer mavilikte bir gökyüzünün altında, birilerinin uyuyabildiğini bilmekse hep güzeldir.

Karaköy — 29 Eylül 2024 15:18 / Eminönü — 3 Ekim 2024 22:35

VI. Rastladığımda tüm çiçekler solmuştu; etrafıma baktım, hiç kimse yoktu. Günler sonra, herkesin Galata Kulesi’yle ilk karşılaşmalarının selfie’lerini çektiği yerde bir fotoğraf çekecektim, bundan haberim yoktu tabii. Bu hikayenin bittiği anlamına gelecekti ama öte yandan, hikaye hiç bitmiş gibi de değildi; İstanbul ya da İstanbul burası — biraz bakmakla ilgili hepsi.