Dikkat: Wild Wild Country belgeselinden epey bir spoiler içerir!
Bhagwan Shree Rajneesh ya da bilindik adıyla Osho’nun gurular arasında en popüleri olduğu aşikâr. Kitapları milyonlar sattı, satmaya da devam ediyor. Gezdiğiniz kitapevlerinde, reyonların gizli köşelerinde değil de dükkânın sık gezilen yerlerinde sergilendiği veya sosyal medyada sözleri sık sık paylaşıldığı için mutlaka görmüş olacağınızdan eliniz ilk onun kitaplarına gidecektir ki başlıkları da herkes için ilgi çekici gerçekten: “Cesaret: Tehlikeli Yaşamanın Sevinci”, “Tantra, Spiritüellik ve Cinsellik: Aşka Dair Bilgelik Kitabı”, “Korku: Yaşamın Güvensizliklerini Anlamak ve Kabullenmek”. Devamında “Kimmiş ya bu adam bu kadar?” deyip araştırmanızı derinleştirmek isterseniz Netflix’teki Wild Wild Country belgeseline denk gelmemeniz zor. Ancak bir uyarı: İzlemeye başladıktan sonra düşüncelerinizin değişeceği, hadi değişmese de kendisi hakkındaki fikirlerinizin sarsılacağı garantidir; eğer bir Rajneesh Sannyasini değilseniz tabii…
“Cinsellikten feragat” anlayışıyla çelişiyordu
Hinduizm’de sannyasin, kendini dünyayla olan bağlarından koparmış, içsel huzur ve bilgelik arayışındaki kişi anlamına gelir. Sannyasin bir nevi sofudur; nefsinin isteklerini kırarak çok sade bir hayat yaşamayı tercih eden kişidir. Ancak Bhagwan Shree Rajneesh’in öğretilerini takip eden sannyasinlerin, yani Rajneesh Sannyasinlerinin sürdükleri hayat ise bu değildir. Çünkü Rajneesh’in öğretileri Hinduizm’dekinden farklı olarak, dünyayla bağları koparmayı değil onunla uyum içinde olmayı, onu deneyimlemeyi; dış dünyanın baskısından arınıp içsel özgürlüğü ve huzuru bu deneyimlerle harmanlayarak bulmayı öğütler. Aynı zamanda sevgiyi, hoşgörüyü ve anlayışı teşvik eder.
Buradan bakıldığında her şey yolunda ve hiçbir hata yokmuş gibi görünüyor. Fakat Wild Wild Country (Vahşi Kırlar) işlerin o kadar da göründüğü gibi olmadığıyla yüzleştiriyor izleyiciyi. Rajneesh’in hikayesi Hindistan’da başlıyor. 1966’da Saugar Üniversitesi’ndeki felsefe öğretmenliği görevinden istifa ettikten sonra guru ve meditasyon eğitmeni olan Rajneesh’i, Batılılar ilk 1970’lerin başında ziyaret etmeye başladı. 1974’te ise Pune’deki ilk meditasyon merkezini açtı. Burada şunu da eklemek gerekir ki, Rajneesh’in öğretilerine göre cinsellik doğal bir ifade biçimidir ve insanın içsel doğasının bir parçasıdır; bu sebeple cinselliğe yönelik tabuların kaldırılması gerekir. Rajneesh’in cinselliğe olan yenilikçi yaklaşımı, Hindistan’daki ruhani öğretmenler arasında yaygın olan “cinsellikten feragat” anlayışıyla çelişiyordu. Bu çelişki nedeniyle, Rajneesh’in meditasyon merkezinin büyümesi ve artan Batılı akını Pune’deki huzursuzluğu artırdı ve Rajneesh’in, öğretilerini takip edenler için, özgürce yaşayabilecekleri bir Rajneeshpuram kurma hayalini Hindistan’da gerçekleştirmesini imkânsız kıldı. Dolayısıyla hayalini gerçekleştirebilmek için ABD’nin Oregon eyaletindeki Antelope kasabasından altmış dört bin dönümlük arazi satın aldı. Oraya sağ kolu Ma Anand Sheela’yı ve sannyasinlerini yolladı. El birliğiyle çorak ve dağlık bir araziyi, tamamen izole bir tarım yerleşkesine dönüştürdüler. 1981-1985 yılları arasında yedi ila sekiz bin insana ev sahipliği yapan Rajneeshpuram bu şekilde kurulmuş oldu.
Çöpten çıkan belgelerle suç duyurusu
Rajneesh’in öğretilerinden yola çıkarak, “sevgi, hoşgörü ve anlayışın” merkezde olduğu, “özgürce” yaşanabilecek bir merkez olarak kurulan Rajneeshpuram’da işler kısa sürede ters gitmeye başladı. Önce Antelope kasabasının halkı rahatsız oldu; çünkü seksen kişinin yaşadığı bu küçük kasabanın yanı başına, kendilerinden tamamen farklı hayatlar süren binlerce insanın yaşadığı bir yerleşke kurulmuştu. Bir de üstüne çiftliklerinden çıkıp Antelope’tan ev almaya başlamışlardı. Antelope maliki de olmalarıyla birlikte, sannyasinler kasabanın konseyine girdiler ve konseyde çoğunluk haline geldiler. Bu ölçekte bir organizasyon her ne kadar FBI’ın radarına girmiş olsa da görünürde herhangi bir yasadışı durum olmadığı için Rajneeshpuram varlığını sürdürmeye, hatta büyümeye devam etti. Antelope kasabasındaki varlıkları ve güçleri o kadar büyüdü ki kasabanın ismini Rajneeshpuram olarak değiştirdiler. Böylece Rajneeshpuram sakinleriyle birlikte resmi olarak bir kasaba haline geldi. Antelope’un adı değiştikten kısa bir süre sonra Rajneesh’in otellerinden birine bombalı saldırı olması üzerine sannyasinler kendilerini koruma altına almak zorunda olduklarını fark ettiler ve silahlandılar. Kasabanın yönetimiyle birlikte asayişi de devraldılar.
Antelope’ta gücü tattıktan sonra “Neden devam edip buradaki varlığımızı daha da kalıcı hale getirmeyelim ki?” demiş olmalılar ki devamında Wasco Bölgesi’nin konseyine girmeyi hedeflediler. Sonraki hedefleri de kesin olarak söylenmemekle birlikte tahminen Oregon Eyaleti’nin konseyine dahil olmak ve devamında işi ABD meclisine kadar ilerletmekti. Fakat hedeflerine ulaşamadılar. Antelope kasabasının sakinlerinden biri, Rajneeshpuram’ın içinden bilgi almak neredeyse imkânsız olduğu için, çöplerini karıştırarak bulduğu birkaç belgeden yola çıkarak düzmece evliliklerle göçmen kaçakçılığı yaptıklarını ortaya çıkardı ve Oregon Eyaleti başsavcılığına suç duyurusunda bulunarak Rajneeshpuram hakkında elle tutulur ilk suç duyurusunu yapmış oldu.
Yöntemlerini sorgulayanları zehirliyorlardı
Devamında olanların daha iyi anlaşılabilmesi için Ma Anand Sheela’dan da bahsetmek gerekir. Kendisi on beş sene boyunca Rajneesh’in sağ kolu olarak görev yapmış ve Rajneeshpuram’ın kurulmasından kendisinin orayı terk edişine kadar yalnızca Rajneeshpuram’ı değil Rajneesh’in milyon dolarlarını da yönetmiştir. Sheela’yı bu komünün sözcüsü olarak kabul etmek mümkün; özellikle Rajneesh’in Rajneespuram’a geldikten sonra sessizlik yemini ettiğini düşünürsek. Arka planda basının ve medyanın, yakın zamanda gerçekleşen travmatik tarikat olayları sebebiyle Rajneesh’e ve Rajneeshpuram’a pek sıcak yaklaşmadıklarının da altını çizelim. Sheela’nın röportajlarında bu algıyı kırmaya çalıştığını; sivri dili sebebiyle ilgi çekse de başarılı olamadığını söyleyebiliriz.
Wasco Bölgesi’nin seçimlerine geri dönecek olursak, Rajneesh’in seçimleri kazanmalarının çok önemli olduğunu söylemesiyle birlikte Sheela, sannyasinleri sokakta yaşayan insanları toplayıp Rajneeshpuram’a getirmek üzere görevlendirdi. Fakat bu taktiği, seçim kurulunun yeni seçmenleri kabul etmemesiyle işe yaramadı; Wasco Bölgesi’ndeki katılımın yüzde 90’ları bulmasıyla birlikte seçimi kaybettiler. Bu noktadan sonra belgeseldeki tansiyon giderek artıyor ve işler biraz daha karanlık bir hal almaya başlıyor.
Seçimden sonra Antelope’un çok yakınındaki The Dalles şehrinde salgın çıktı. Yedi yüz civarı insanın hastalanmasına sebep olan virüsün Salmonella olduğu anlaşılsa da kaynağı bir süre bulunamadı. Fakat Rajneeshpuram’da bir laboratuvar olduğunu da söylersek eğer, bu bilgiler ışığında parçaları birleştirmek çok da zor olmasa gerek. Salgının Sheela yönetimindeki Rajneeshpuram’dan çıktığını anlıyoruz. Başta bu teori kanıtlanamasa da devamında çiftliğe yapılan baskından sonra buna dair kanıtlar bulunuyor. Neden böyle bir şey yaptıkları sorusuna gelince, cevabı kendini “faşist” bir yönetim tarafından haksızlığa uğramış hisseden Sheela’nın öfkesinde bulabiliriz. Öfkesini verdiği röportajlardan da anlamak mümkün. Bu laboratuvarın başka işler içinde kullanıldığını ekleyelim. Mesela çiftliğe getirdikleri evsiz insanlarla başa çıkamamaya başladıklarında içeceklerine sakinleştirici katmak gibi ya da kendi aralarında anlaşmazlık çıkması veya Sheela’nın yöntemlerinin sorgulanması halinde ilgili kişiyi zehirlemek gibi.
60’tan fazla ülkede 750 adet Osho Meditasyon Merkezi
Peki tüm bunlar olurken Bhagwan Shree Rajneesh ya da popüler olan adıyla Osho neredeydi? Sheela’nın Rajneeshpuram’ı otoriter bir şekilde yönettiği, çiftlikte çeşitli suçlar işlendiği aşikâr. Sessizlik yemini eden Osho’nun, sağ kolu Sheela’nın yaptığı hiçbir şeyden haberi olmaması mümkün mü gerçekten hem de gurusuna bu kadar bağlı otoriter bir yöneticiden bahsediyorsak? Belgeselin akıllara düşürdüğü bir diğer soru ise içinde tarım alanı, kanalizasyon sistemi, benzin istasyonu, havalimanı, dükkanlar, yollar ve evler barındıran bu çiftliğin kurulmasını sağlayan para nereden geliyor? Rajneesh’in, tüm dünyaya yayılmış, 500 bin civarında üyesi olan komünlerine, milyonlarına ek olarak kendisine ait, kesin bir bilgi olmamakla birlikte 93 adet Rolls-Royce marka otomobili, mücevherli saatleri vardı. Bir gurunun, ruhani rehberin bu kadar varlığı olması normal mi? Belgeselde bu varlığın bir kısmının kaynağı açıklanıyor: Uluslararası Rajneesh Fonu cevaplardan bir tanesi. Bir diğeri Rajneeshpuram’da düzenlenen ve dünyanın her tarafından binlerce insanın katıldığı festival. Fakat yine de tatmin edici değil.
1985’te ABD’den sınır dışı edilmesinin ardından Bhagwan Shree Rajneesh, 15 bin üyesinin olduğu Pune’ye döndü. 1989’da da ismini Budist bir isim olan Osho olarak değiştirdi. 1990’da elli sekiz yaşında öldü. Ölümünün ardından takipçileri hükümetin bir kurbanı olduğunu savundular ve masumiyetine inanıp öncülük ettiği akımı sürdürmeye yemin ettiler. 2000’lerin başında 60’tan fazla ülkede 750 adet Osho Meditasyon Merkezi olduğu kayıtlara geçmiştir. Osho’nun akımının, sonradan adı Uluslararası Osho Fonu olan Uluslararası Rajneesh Fonu’nun varlığını sürdürmesi gibi, meditasyon merkezleri de hâlâ varlıklarını sürdürüyorlar
Yeni filmi Rain Man’in Oscar Ödüllü yönetmeni çekecek
2018 yapımı Wild Wild Country, gerilimi adım adım artan, ismi bu kadar bilinen birinin hiç tahmin edemeyeceğiniz hikayesini anlatan bir belgesel. Belgeselin üzerinden altı yıl geçmiş olmasına rağmen Osho hâlâ son derece popüler. İzledikten sonra bir kitapevine girdiğinizde Osho ismini her yerde görmeye başlıyorsunuz ve ister istemez çeşitli sorular beliriyor aklınızda: “Bu adamın burada ne işi var hâlâ?” gibi. Ancak bu kadar gösteriş ve güç düşkünü olsa bile, eğer fikirleri iyileşmemize yardımcı oluyorsa o kişiyi yine de dikkate almamız gerekmez mi? Söyledikleri veya kitapları insana ilham kaynağı oluyorsa nasıl yaşadığının bir önemi var mı? Tabii bir de işin diğer tarafı var: Bu kadar gösteriş ve güç meraklısı birinin içten olduğuna ne kadar inanabiliriz? Çünkü dünya mallarına bu kadar bağlıysa eğer, bu onu nasıl bir guru ya da ilham kaynağı yapar? Başta yaptığımız tanımı hatırlatalım: Guru ruhani rehber, ruhsal yolculuğumuzda bize ilham olacak kişi demek. Huzur ve sükûnet bulmak için başvurduğumuz birinin, aslında şanı, şöhreti, parayı ve gücü çok sevdiği gerçeği karşısında samimiyetini sorgulamamak mümkün mü? Her ne kadar bunu “dünyayı bütünüyle deneyimleyin, iç huzuru öyle bulursunuz” kılıfına sokmaya çalışıyor olsa da inandırıcı olmayan bir tarafı olduğunu kabul etmek gerekir. Sorular birbirini doğursa da Osho yüz binlerce insanı etkisi altında bıraktı ve bırakmaya devam ediyor. Ama son bir soru daha doğuyor: Huzuru, sükûneti ya da aradığımız her ne ise onu bulmak için bir öndere, rehbere ya da pire ihtiyacımız var mı gerçekten?
2018 yapımı Wild Wild Country, gerilimi adım adım artan, ismi bu kadar bilinen birinin hiç tahmin edemeyeceğiniz hikayesini anlatan bir belgesel. Belgeselin üzerinden altı yıl geçmiş olmasına rağmen, yalnızca Osho değil, sağ kolu Ma Anand Sheela da hâlâ son derece popüler. Osho belgeselinin ardından, Netflix 2021 yılında Searching for Sheela belgeselini de yayınladı. Şimdiyse sırada Sheela’nın biyografik filmi var. Sheela’nın hikayesi, Rain Man’in yönetmeni Oscar ödüllü Barry Levinson tarafından ele alınacak ve Priyanka Chopra Jonas filmin başrolünü üstlenecek. Amazon’un katkısıyla yapılacak olan film henüz yapım aşamasında. Wild Wild Country’nin yakaladığı geniş izleyici kitlesi, getirdiği sesin büyüklüğü ve etkisinin gücü sebebiyle, Rajneesh, Sannayasinleri ve Rajneeshpuram kafamızdaki tüm sorulara rağmen medyadaki popülerliklerini sürdürmeye devam edecekler gibi görünüyor.
OSHO: Hâlâ guruların en popüleri