Kafalarda bir endüstri büyüklüğü oluşması için bu örneğin faydalı olduğunu düşünüyorum. En son müzik ve oyun endüstrisi 1999 yılında aynı büyüklükteydi. Aradan geçen 25 yılda oyun endüstrisi müzikten tam 7 kat daha büyük hâle geldi. Tüm bunları karalar bağlamak için söylemiyorum. Mevcuttaki durumu anlamak ve kabul etmek sağlıklı çözümler üretmek adına oldukça kıymetli.
Dinleme servislerinde zirve görüldü
2023 yılını müzik endüstrisi için bir dönüm noktası olarak görmek mümkün. Geçtiğimiz yıl küresel ölçekte kayıtlı müzik gelirleri %9,8 artarak 35,1 milyar dolara ulaştı. Bu da bugünkü pazarın 2015'tekinin iki katından (%124,5) daha büyük olduğu anlamına gelir. Bu pozitif ivmenin önemli noktası 2022'ye göre nispeten mütevazı görünen %9,6 artışla 2023'te 21,9 milyar dolara ulaşan dinleme gelirlerinin ilk kez toplam pazardan daha yavaş büyümesi. Keza 18-24 yaş aralığındaki kişilerin 25-34 yaş aralığına göre dinleme servisleri daha az tercih etmesi, dinleme servislerinde zirvenin geride bırakıldığının bir göstergesi.
Tüm bunların yanı sıra fiziksel formatların satışlarından elde edilen gelir 2022’nin aksine 2023 yılında %4,6 büyüyerek yeniden yükselişe geçti. İlginç ama ilginç olmayan bir şekilde fiziksel formattaki büyüme grafiğinin tüm endüstri için belirleyici olduğunu söylemek mümkün. Son 10 yılda fiziksel gelirin arttığı 2023 ve 2021 yıllarında endüstrideki gelir artışı oldukça güçlüydü. Bunun aksine fiziksel format satışlarında ciddi düşüş görünen 2014 ve 2020 yıllarında endüstri büyümesi bir hayli geride kaldı.
Eksik kalan fayda döngüsü
Fiziksel formatta yaşanan büyüme sadece bir gelir öyküsünden ibaret değil. Hayranların sanatçıyla arasında olan fayda döngüsündeki tamamlanmamışlığın bunda önemli bir yeri var. Sanatçı ve üretimleriyle bağ kuran, sosyal mecralar sayesinde gizemli kalmaktan öte performans alanı dışında sunduğu biricikliği sayesinde sanatçıyla toplumsal söylemlerde de buluşabilen hayranın fiziksel temas alanı talebi ve aidiyet arayışı son derece doğal bir eğilim. Paydaşlığı ve desteği somutlaştıramamak, fayda döngüsünün oluşmamasındaki iki temel etken.
Hayranların bu alandaki sessiz çığlıkları endüstrinin dijital dönüşüm furyasında uzun bir süre fark edilmedi. Pandemi gibi global bir kriz, endüstrinin ne kadar kırılgan olduğunu gösterdi. Öte yandan sanatçı tarafında pasif ve alternatif gelirin ne kadar elzem olduğunu da doğruladı. Çözüm aranırken Japon ve Koreli sanatçıların içerisinde merchandise’ın önemli bir yer tuttuğu genişletilmiş haklardan elde ettikleri gelirin tüm gelirlerinin %70’ine ulaşması, tüm endüstri için bir ışık yaktı. Sony, Universal ve Warner Music, dil birliği yapmışçasına 2024 yılında temel odaklarının sanatçı ve hayran arasındaki iletişimi arttıracak platformlara yatırım yapmak olduğunu duyurması tesadüf değil. Tabii bununla birlikte süper hayran kavramının iletişim diline yerleştirilmesi de.
Süper hayranlık mertebesi
Müzik ve eğlence endüstrisinde veri sağlayıcısı olan Luminate, süper hayranları sanatçılarla ve içerikleriyle beş veya daha fazla şekilde etkileşim kuran dinleyiciler olarak tanımlıyor. Bunlar; şarkılarını paylaşmak, sosyal medyada takip etmek, albümlerini satın almak, merchandise’larını satın almak, konserlerini gitmek şeklinde listeli. Sanatçıyla olan temas alanlarının artmasının hayranların başta da bahsettiğim fayda döngüsünü tamamlamaya yardımcı olacağını söylemek mümkün. Bu durum sanatçı tarafından üretimlerinin farklı ruhlardaki yansımalarını görmek, sağlıklı geri bildirimler almak adına da oldukça önemli.
Toparlamak gerekirse 2023 müzik endüstrisinde pek çok farkındalığın yaşandığı bir yıldı oldu. Hatta bundan 5-6 yıl sonra 2023’ü bir şeylerin değişmeye başladığı yıl olarak gösterileceğini düşünüyorum. Endüstri gelenekselden kopmayan ve dinleme odaklı modeller ile hayranın dahil olduğu ve yaratıcılığın merkezde yer tuttuğu yeni atılımlar arasında ikiye ayrıldı. Hiç kuşku yok ki üretenlerin etrafında toplanmamız, onları mümkün olduğunca korumamız şart. Sanatçı ve beraberindeki takipçi karşılıklı faydayı gözettiğinde, birbirlerini önceliklendirdiklerinde ve başkasına ait olmayan iletişim yollarını tercih ettiklerinde endüstri içine düştüğü bu darboğazdan çıkacağına inancım tam.
Bu inancımın bir uzantısı olarak harika bir ekiple beraber Mörç Studio’yu hayata geçirdik. Sanatçı ve hayran arasındaki etkileşimi tasarlayan bir stüdyo olarak merchandise’ler üzerinden yaratıcı uygulamalar yapmayı amaçlıyoruz. Bir başka deyişle üretenin ve takipçisinin dostu olmayı. Mörç Studio’yu buradan takip edebilirsin.