Alpine Ski için "kayak" sporunun Formula 1'i dedik ama burada tekerlek yok, asfalt yok. Bembeyaz karlarla kaplı “pist” yani bir dağın dik yamacı var. Hedef? Tepeden aşağıya en hızlı şekilde kaymak. Ama öyle rastgele değil! Her yarışçı, pist boyunca belirli işaretlerin – ki bunlara kapılar deniyor – arasından geçmek zorunda. Geçemezse? O zaman diskalifiye oluyor. Yani kar güzel ama affetmiyor. 

Alpine Ski Yarış Türleri

Her biri farklı bir beceri ve bilgi gerektiren Alpine Ski türleri genel olarak 5’e ayrılıyor: 

Slalom

Kayak pistlerinin en çok bilinen kapalı devre yarışması. Küçücük dönüşlerle, kapılar arasında resmen dans eden yarışmacıların çeviklik şovu adeta. Slalom, hem hız hem de çeviklik gerektiriyor. Yani, kayak yaparken bir yandan da tam anlamıyla yılan gibi kıvrılmanız lazım.

Dev Slalom (Giant Slalom)

Daha geniş aralıklarla dizilmiş kapılar ve daha uzun bir pist. Burada biraz daha hız yapabilirsiniz, ama işin sırrı dönüşlerde: hassasiyet önemli.

Super-G

Daha az dönüş, daha fazla hız. Bu yarışta adrenalin tavan yapar çünkü iniş sırasında yarışmacıları izlerken bile rüzgarı yüzünüzde hissedebiliyorsunuz.

Downhill

En çılgını! Bu, bir yarış değil; cesaret testi. Tek bir hedef var: En hızlı olmak. Yarışçılar saatte 140 kilometre hıza kadar çıkabiliyor.

Kombine (Alpine Combined)

"Hepsini denemek ister misin yarışı." Kombine yarışları hem slalom hem de downhill gibi farklı disiplinleri bir araya getirir. Gerçek şampiyonların ortaya çıktığı alan burası.

‍

‍

‍

Longines'in kış sporlarına özel modellerini keşfetmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.

‍

İNEK ÇANLARI VE YARIŞ

Alpine Ski sporcularını birer süper kahraman olarak düşünebilirsiniz. Öyle ki, göz kamaştıran hızları, dengeleri ve cesaretleriyle kar üstünde uçuyor gibiler. Ama hiçbir şey öyle kolay değil... Ancak yarışların resmi zaman tutucusu Longines’in anavatanı İsviçre gibi bir yerde yaşıyorsanız, kaymak yürümek kadar doğal ve basit bir gündelik hayat parçası oluyor. Çocuklar yürümeye başladıkları andan itibaren evlerinin bahçelerinde, sokakların yokuşlarında kontrollü olarak kaymaya başlıyorlar. İsviçre’nin herhangi bir bölgesinde, kış aylarında sıradan bir cuma günü iş çıkışı saatinde tren ve tramvaylarda 3 yaşlarında ve kendi boyu kadar kayakları taşıyan çocuklar, 90 yaşlarında, ellerinde kayakları olan çiftler görmek hiç şaşırtıcı tablolar değil. Yine de profesyonel bir kayakçı olmanın şartları başka. 

İyi bir kayakçı:

• Cesur olmak zorunda: Yokuşun tepesinden aşağıya bakıp “Buradan sağ çıkabilir miyim?” demeyen biri olmalı.
• Fiziksel olarak güçlü: Çünkü pist boyunca hızla kayarken bir yandan da vücudunuz dengenizi korumalı.
• Psikolojik olarak sağlam: Bir hata yaparsanız, saniyenin binde biri farkla kaybedebilirsiniz. Sinirlerinize hakim olmak şart.

‍

‍

Alpine Ski izlerken bir an olsun gözlerinizi kırpmayın, çünkü her şey saniyeler içinde olup bitiyor. Yarışçılar start kapısından çıkıyor ve başlıyorlar çılgın bir inişe. Her dönüş, her kapıdan geçiş, nefesinizi tutmanıza neden olabilir.

Bir yandan izleyicilerin tezahüratları ve inek çanlarının sesleri yükselir. (Evet, inek çanları! Bu sporun geleneklerinden biri.) Sonra bir an gelir; kayakçı son kapıdan geçip bitiş çizgisini geçer. O sırada herkes skora bakar ve ortalık ya kahkahalarla dolar ya da hayal kırıklığı sessizliği çöker.

Sanmayın ki bu spor sadece hız için var. Alpine Ski aynı zamanda taktiksel bir oyun. Pistler her zaman dümdüz ve kolay değil; bazı bölümleri kaygan buz, bazıları ise yumuşak karla kaplı olabilir. Ayrıca, kapılar arasındaki mesafeyi nasıl kullanacağınız tamamen sizin stratejinize bağlı. Hatalar da cabası. Mesela:

• Kapıya çarptığınızda baton elinizden fırlayabilir.
• Pist dışına çıkarsanız, oyundan çıkmış sayılırsınız.
• Kendi hızınızı kontrol edemezseniz, düşmek an meselesi olabilir.

‍

‍

Alpine Ski, sadece yarıştan ibaret değil. Arka planda yoğun bir hazırlık süreci var. Kayakçıların günlük rutinleri arasında:

• Yoğun fiziksel antrenman
• Teknik becerilerini geliştirmek için simülasyonlar
• Pistlerin analiz edilmesi ve strateji oluşturma

Kayakların kendisi bile bu işin önemli bir parçası. Hangi kar tipi için hangi kayak uygun? Hangi balmumuyla kayganlık artırılmalı? Bunlar adeta bir bilim dalı gibi inceleniyor. Bu konuda Longines sporcuların hız ve hareketlerini ölçme konusunda uzay bilimine yakın bir çalışma yapıyor. Bu da gelecek hafta detaylı anlatacağımız ve okudukça şaşıracağınız detaylarla dolu bir yazı olacak.

‍

‍

‍

Belki şimdi "Ben bunu izlemeye başlarım!" diyorsunuzdur. Eğer öyleyse, Alp disiplini kayak sporunu daha yakından tanımak ve dünyanın en iyi kayakçılarını izlemek için aşağıdaki etkinlikleri takip edebilirsiniz: 

‍

‍

1. Dünya Kupası Sezonu:

Alp Disiplini Dünya Kupası, her yıl düzenlenen ve dünyanın en iyi kayakçılarının yarıştığı prestijli bir organizasyondur. 2024-2025 sezonu, Ekim 2024'te başladı ve Mart 2025'e kadar devam edecek. Sezon boyunca farklı ülkelerde çeşitli yarışlar düzenleniyor. Örneğin, Ocak 2025'te Avusturya'nın Kitzbühel kentinde ünlü Hahnenkamm Yarışları gerçekleştirilecek.

2. Kış Olimpiyatları:

Kış Olimpiyatları, dört yılda bir düzenlenen ve kış sporlarının en üst düzeyde sergilendiği uluslararası bir etkinliktir. Bir sonraki Kış Olimpiyatları, 6-22 Şubat 2026 tarihleri arasında İtalya'nın Milano ve Cortina d'Ampezzo şehirlerinde gerçekleştirilecek.

3. Türkiye’deki Etkinlikler:

Türkiye'de de çeşitli kayak merkezlerinde yerel ve ulusal düzeyde yarışlar düzenlenmektedir. Özellikle Erzurum Palandöken, Kayseri Erciyes ve Bursa Uludağ gibi merkezlerde Türkiye Kayak Federasyonu tarafından organize edilen yarışmaları takip edebilirsiniz. Güncel yarışma takvimleri ve etkinlik bilgileri için Türkiye Kayak Federasyonu'nun resmi web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

‍

NOT: Aklınız inek çanlarında kaldı değil mi? Bu çok eski bir gelenek! İsviçre’de ilkbahar ve yaz ayları boyunca sonsuz yeşillikteki çayırlarda gezen ineklerin çanları duyulur. Çan sesi bu dağların bir parçasıdır. Oysa kış aylarında yoğun bir kar sessizliği vardır ve insan sesi kolaylıkla dağılabilir. Bu nedenle eski zamanlarda eşleri, çocukları kayak yapan kadınlar, dağdakileri çağırmak için ahırdaki ineklerin duvarda asılı çanlarını çalarmış. Bu bir gelenek olarak devam ediyor ve yarış boyunca izleyici bağırışları değil inek çanı sesleri duyuluyor. Yarışmacılar da bu sesi tercih ettiklerini söylüyorlar!

‍

‍