Bazı insanların dünyanın güzelliğini kendi bünyelerinde daha fazla topladığına ve paylaştığına inanıyorum. Tamamen bilim dışı, kişisel bir düşünce… Müzisyenlerin çoğu öyle mesela… İllâ birini parmakla göster derseniz, Gözde Sivişoğlu derim. Akbank Caz Festivali Koordinatörü ve bu sene Caz Ağı Başkanı olan Gözde o insanlardan biri. Işıl ışıl, doğal ve her adımında toprağı çiçeklendirenlerden biri. 

Gözde Sivişoğlu ile her konuda konuşmak gerekli ama konumuz Akbank Caz Festivali çünkü senenin o güzel dönemi başladı! Şehir caz ile doldu. 

Bu sene kesinlikle ödülleri toplayacak bir reklam çalışması yapan festival, 34. senesinde şehrin plakasına denk gelen yılda şehirden biri olduğunu anlattı bize. Overlokçu, patates-soğancı reklamlarını mutlaka izlemişsinizdir ama gözünüzden kaçtıysa muhakkak bakın. 

‍

‍

Bu sene festivalde neler öne çıkıyor?

Bu sene 34. yılımızı kutluyoruz, İstanbul’un şehir plakasına denk gelen bir yıl. Bu nedenle ‘Şehrin Caz Hali’ mottomuz sayılarla daha da destekleniyor. Bu hisle İstanbul’u, 34 konserle, 20’ye yakın farklı mekanla, 200’e yakın yerli ve yabancı sanatçılarımızla baştan sona caz etkisine alacağız. 

Mekanlar ve bunları belirleme yönteminizden bahsedebilir misin biraz?

Festivalimizin mottosu ‘Şehrin Caz Hali’. Şehrin bize ne söylediğine dikkat ediyor, şehrin dinamiklerine ve değişimine ayak uydurmaya çalışıyoruz. Bence her şeyin temelinde merak ve yenilik heyecanı var. Bu heyecanı da festivalimize her yıl yeni içerikler, deneyimler ve mekanlar ekleyerek büyütmeye çalışıyoruz. Mekan ve müzik dengesi çok kıymetli, bizler de buna uygun içerikler üretmeye çalışıyoruz. Programı oluştururken de yenilikçi olmaya ve çeşitliği korumaya çok dikkat ediyoruz. Her yıl ekipçe “Festivalimizin kimliğini korurken, bu sene farklı neler yapabiliriz, festivale neler ekleyebiliriz?” sorusunun peşinden gidiyoruz. Ardından çıkan fikirleri bir potada eritip harekete geçiyoruz. Caz festivalinin olmazsa olmaz özelliği yenilik. Şehrin gizli hazineleri de mekanları, mahalleleri, sokakları… Her mahalleye elimizden geldiğince, operasyonel şartları sağladıkça ulaşmaya çalışıyoruz.

Kenan Doğulu gibi pop müzikle tanıdığımız bir ismin festivalin açılışını yapması, harika bir caz müzisyeni olduğunu görmemiz sence Caz’ın ülkedeki tanınırlığına/gelişimine etkisi nedir?

Sevgili Kenan Doğulu 2017 yılında 27. Akbank Caz Festivali kapsamında da sahne almıştı. Kendisi bilindiği üzere caz türünde de harikalar yaratan, bu sound’a uygun uyarlamalarla pop türündeki ustalığını caz alanında da yıllardır gösteren bir müzisyen. 2017’de olduğu gibi bu yılda onu caz  sahnesinde izlemeyi heyecanla bekleyenleri mutlu etti. Sadece pop müzisyen şapkasıyla tanıyan ve ilk kez caz müzikle dinleyecek olan dinleyicilere de yeni bir kapı aralıyor. Bu hem festivalimiz hem de caz müziğin daha da geniş kitlelere ulaşması için çok güzel bir buluşma.

Bir dönem caz müzik konusunda büyük hız kaydetmiştik. Bilgi Üniversitesi Caz Bölümü şahaneydi. Şimdi o dönemin mezunlarının etkilerini görüyor musun?

Tabii ki, görmez olur muyum… Hepsi alanında muhteşem isimler ve yeni müzisyenlere el veriyorlar, genç müzisyenler yetiştiriyorlar. Gençleri her zaman çok önemsiyoruz ve onlara caz müziğini aşılamak ve anlatabilmeyi çok istiyoruz. Keza biz de bu sene eğitim alanında oldukça fazla içerikler yaratmaya çalıştık. JAmZZ projesini tekrar hayata geçirdik.

BAU Konservatuvar ve Zuhal Müzik işbirliğiyle 21 ve 22 Eylül’de düzenlenen JAmZZ Masterclass, yeni yeteneklere alan açmak ve genç müzisyenlerin desteklenmesini hedefliyor. Masterclass’ı BAU Konservatuvar ve BAUJAZZ Akademisi hocaları Baki Duyarlar, Yeşim Pekiner, Berke Özgümüş, Şevket Akıncı, Şenova Ülker ve Caz Akademisi’nin kurucu hocalarından Kağan Yıldız’ın eğitmenliğinde BAU Pera Sahne’de gerçekleştirdik. Birbirinden yetenekli caz müzisyenlerinin katıldığı ustalık sınıfından 2 öğrencimizin 2025 yılında uluslararası bir atölyeye katılımını sağlayacağız. Her zaman yeni ve dinamik içeriklerle gençleri caz dünyasına kazandırmaya devam edeceğiz.

Ayrıca bu sene yine çocuk atölyelerimiz festivalde yer alıyor. Çocukların yaratıcılıklarını desteklemenin çok önemli olduğuna inanıyoruz ve her sene festivalimizde çocuklara yer açıyoruz. Çocukların büyürken deneyimlediği kültür sanat etkinlikleri gelişimlerinde olumlu rol oynarken, ilerleyen dönemlerde de müzik dinleyicisi olarak bilgili ve keşfetmeye açık müzikseverler yaratıyor.

Yeni yerli isimlerden dinlememizi önereceklerin var mı?

Hepsini öneriyorum tabii ki, ülkedeki üretim ve yaratım alanını her zaman desteklemeye çalışıyoruz. Farklı projelere yer vermeye, alan açmaya çalışıyoruz. Kendi ülkenizdeki sanatçıları tanımadan ve üretimi takip etmeden uluslararası bir festival olmak oldukça zor olurdu. Yerli sahnemizden de usta isimleri, genç isimleri ağırlıyoruz bu sene de…

Asena Akan Contempo “Aşık” projesiyle, Bilge Günaydın Quintet’i ile Akbank Sanat sahnesinde bizlerle beraber olacak. Aydın Kahya & Rustam Rahmedov, Ayşe Tütüncü yine festivalimizdeki çok önemli isimler… Selût ve Tuğçe Şenoğul festival için yeni bir mekan olan The Circle’da bir akşamüstü konserinde bizlerle beraber. Bova’da İstanbul West Side Collective çok genç dinamik bir ekip sahne alacak. Barış Arslan “Zenith” projesi ile Nardis’te, ve İpek Göztepe Pera 77’de bizlerle olacak. Tophane Noise Band ile bir proje yapıyoruz. İki önemli davulcuyu sahnesine misafir edecek; Berke Can Özcan ve Rana Uludağ…

Dünyada caz müzikte biraz elektronikleşme biraz da poplaşma var sanki. Ne düşünüyorsun bu konuda? Klasik Caz gençlere hitap etmiyor mu?

Caz sürekli kendini yenileyen, besleyen bir tür. Farklı türlerle kolaylıkla etkileşime girebiliyor, genlerinde doğaçlama var çünkü. Bence herkes kendine uygun içeriklere dikkat ediyor, farklı örnekleri deneyimliyor ve böylece kendine yakın hissettiğini isimleri, içerikleri takip edebiliyor. Festivalimiz her zaman gelecek vadeden genç kuşaktan yeni isimlere de programında yer vermeye devam ediyor. Gençlerin takip ettiği, sevdiği isimleri festivalde ağırlamak bu bağlamda çok önemli. Çünkü gençler artık teknoloji ile birçok isme kendisi ulaşabiliyor, yeni isimleri keşfedebiliyor ve elbette takip ettikleri isimleri festivalde görmek onları çok heyecanlandırıyor. Biz festivalimizde yıllardır klasik caz, modern caz, hip-hop ve caz birliktelikleri, avangart tarzlar, Türk makamlarının cazla harmanlanan projeleri gibi birçok örneği barındırıyoruz. Bu yıl farklı müzik türlerinden sanatçılarımızı da festivale davet ederek cazı diğer müzik türleriyle buluşturmak için yola çıktık. Festivalin içeriklerinde de farklı müzik janrları ve farklı disiplinlerin iç içe geçmesi bu anlamda bizim için çok önemli. Böylece mutlaka herkes kendine yakın bir içeriği festivalimizde buluyor.

‍

‍

Festivale gelen yabancı sanatçılara Türkiye izleyicisi hakkında nasıl tüyolar veriyorsun?

Tüm sanatçılarımız oldukça heyecanlı oluyor. Bir tüyo vermemize gerek kalmıyor açıkçası. Gelmeden önce her şeyi araştırıyorlar ve Türkiye’deki sahneye hakim oluyor. Şunu söyleyebilirim ki sahnelerimizde izleyicilerimizle birlikte olmaktan çok keyif alıyorlar. Çok enerjik ve çok keyifle ilerliyor festival.

Getirmeyi çok istediğin ama olmayan bir isim var mı?

Mutlaka oluyor tabii ki, kürasyonu yaratırken birçok müzisyenin peşinde oluyoruz. Bazı isimleri denk getiremeyebiliyoruz. Turne programları uymuyor veya projeleri değişiyor... Fakat kafayı taktığımız bir isim varsa asla peşini bırakmıyoruz.

Biz izleyici olarak gelip keyifle izleyip paylaşıyoruz ya da bazen söyleniyoruz :) Peki bir festival nasıl hazırlanıyor, neler yaşanıyor start verene kadar ve festival süresince arka planda?

Bir sonraki senenin festival çalışmaları daha festival bitmeden başlıyor. Programı şekillendirmeye, yerli ve uluslararası sahneye kulak vererek başlıyoruz. Yeni projeler, yeni isimler ve farklı coğrafyalardan birçok detayı gözeterek yaklaşık 1 yıla yayılan süreçte lojistik, iletişim, prodüksiyon ve sanatsal aşamalarını planlayarak ilerliyoruz. Saha çalışmaları ve mekan ilişkileri de bu sürece eklenerek projeleri şekillendirmemizi sağlıyor. 34 yıla yayılan festivalimizde tabii ki en büyük desteklerimiz ekip arkadaşlarımız, festival mekanlarımız ve sanatçılarımız oluyor.

Kaç kişilik bir ekiple çalışıyorsunuz?

Oldukça kalabalık ve kendi alanlarında uzman bir ekiple festivali gerçekleştiriyoruz.

Festivalimizin içerik ve organizasyon programlamasını Pozitif ile yapıyoruz. Festivalin bir ekip işi olduğuna inanıyorum ve Akbank Caz Festivali sürecinde de tüm kararları festival ekibiyle veriyoruz. Bir programı seyirci ile buluşturmak tabii ki meşakkatli bir iş. Ancak prodüksiyondan, sanatçı ağırlamalarına, mekan seçimlerimizden, rehberlerimize, finansal yönetiminden, iletişim çalışmalarına kadar hep birlikte her detayın doğru bir akış halinde olmasına özen gösteriyoruz. Programı oluştururken tüm süreci ekipteki çalışma arkadaşlarımızın uzmanlık alanlarına danışarak ve detaylandırarak inceliyoruz.

Bu aynı zamanda büyük bir süreci yönetmeye çalışırken güvenli hissedeceğiniz bir alan yaratıyor. Festival seyircimizin, takipçilerimizin ve sanatçılarımızın yorumlarını da her sene dikkatle dinleyip, not ediyoruz.

Yurtdışı festivallerinden hangilerini takip ediyorsun?

Hepsini takip etmeye çalışıyorum açıkçası, sadece festivalleri değil. Dünyanın önemli caz kulüplerini, konser mekanlarını da dikkatle ve büyük merakla inceliyorum. Şehir ne söylüyor çok dikkatli bakarım her ülkede. Şehrin kokusu nasıl, onu koklamaya çalışırım. Farklı ülkelerdeki festivalleri gerek fiziksel gerek online takip ediyorum. Her caz festivalinin hatta hemen hemen her müzik festivalinin programını inceleyip tanımadığım sanatçıları albümleriyle dinlemeye çalışıyorum. Hem kişisel hem de iş seyahatlerimde mutlaka plak dükkanlarına uğramaya çalışırım, ülkenin müzik dergilerini karıştırırım, kültür-sanat alanlarını takip ederim.  Festival olarak EJN (Europe Jazz Network) üyesi bir festivaliz, tabii ki uluslararası iletişim bizi çok besliyor. Montreux Jazz Festival, Northsea Jazz Festival, EFG London Jazz Festival, NYC Winter Jazz Festival gibi festivaller her zaman takip ettiğim festivallerden birkaçı.

Bugüne kadar festivalde sence en unutulmaz 5 konser hangisiydi?

Çok zor bir soru gerçekten! Yaklaşık 15 yıldır bu festivalin içindeyim ve 5 konseri seçebilmem mümkün değil. Birini seçsem diğerini neden seçemedim diye hayıflanırım.

Son olarak, Sen izleyici olsaydın ve az zamanın olsaydı, seçeceğin 3 konser ne olurdu festivalden?

Hepsine gitmeye çalışırdım ama 3 dediniz diye aklıma gelen ilk 3 ismi söyleyeyim:

10 Ekim Zorlu PSM - Aydın Kahya– Latin caz müziğinin en önemli temsilcilerinden Kübalı caz piyanistin konseri.

Şehir gürültüsünden beslenen Tophane Noise Band, 2 önemli davulcu ile; Rana Uludağ ve Berke Can Özcan festivale özel bir proje gerçekleştireceği konseri.

Babylon’da 12 Ekim’de soul, R&B ve funk gibi müzik türleri ile dinleyiciyi ayağa kaldıran ve son albümü ile özünü keşfeded Adi Oasis konseri.

Ama dediğim gibi, her isim izlemek için ona göre program oluşturmaya çalışırdım!