Published in  
Güzel Rastlantılar
 on  
September 17, 2024

6. İstanbul Fringe Festivali rehberi

Yeni tiyatro sezonunun açılışına İstanbul Fringe Festivali de sınırlarla oynayan seçkisiyle giriş yaptı. Türkiye'den ve dünyadan tiyatro, dans ve performans disiplinlerinde yenilikçi ve yaratıcı olanın peşine düşen festival sürerken bu yılki programa bir göz atalım.
Tarih
17/9/24

6. İstanbul Fringe Festivali rehberi

Yeni tiyatro sezonunun açılışına İstanbul Fringe Festivali de sınırlarla oynayan seçkisiyle giriş yaptı. Türkiye'den ve dünyadan tiyatro, dans ve performans disiplinlerinde yenilikçi ve yaratıcı olanın peşine düşen festival sürerken bu yılki programa bir göz atalım.

Fringe İstanbul izniyle
Tarih
17/9/24

6. İstanbul Fringe Festivali rehberi

Yeni tiyatro sezonunun açılışına İstanbul Fringe Festivali de sınırlarla oynayan seçkisiyle giriş yaptı. Türkiye'den ve dünyadan tiyatro, dans ve performans disiplinlerinde yenilikçi ve yaratıcı olanın peşine düşen festival sürerken bu yılki programa bir göz atalım.

Fringe İstanbul izniyle

Bu yıl seçkisinde 20 gösteri, 6 workshop ve 3 panele yer veren Fringe; 11 farklı ülkeden performansı şehirde 20'ye yakın mekana yayıyor. Seçkideki bazı yerli yapımlarına bilet bulamazsanız üzülmeyin, bu performansları sezonda da izlemeniz mümkün. 

21 Eylül’de sona erecek festivaldeki oyunlara bilet bulma şansınız hâlâ var. Festival biletlerini tiyatrolar.com.tr, mobilet.com.tr, passo.com.tr, biletix.com.tr'den edinebilirsiniz.  

Peki çokça ülkeye yayılan bu Fringe'in başına buyruk hali ve sınırlarla oynama hevesi nereden geliyor?

Fringe Festival tarihi 

1947'de Edinburgh International Festival'e davet edilmeyen 8 ekibin festivalden bağımsız şekilde şehrin farklı yerlerine yayılan performanslarıyla başlayan Fringe; zamanla çağdaş gösteri sanatlarının en prestijli festivallerinden Edinburgh Fringe'e evrildi. Bugün fringe festivalleri, dünyanın farklı şehirlerinde 170 bin sanatçıyı, 250 farklı mekanda ve yaklaşık 19 milyon kişiyle her yıl buluşturmaya devam eden bir karşılaşma alanı. Her şehirde farklı ölçek ve formda yerini bulan fringe, alternatif ve yenilikçi işler üreten genç sanatçılara işlerini uluslararası ölçekte sergilemeleri için alan açmasıyla da hayli kıymetli.

İstanbul Fringe Festivali

Bu yıl 6. edisyonuyla 13-21 Eylül tarihlerinde çeşitli mekanlarına yayılacak İstanbul Fringe ise tiyatro, dans, performans gibi farklı disiplinlerdeki işlerde çeşitliliği, özgünlüğü gözetmeye devam ediyor. Her yıl yaptıkları açık çağrıya gelen başvuruları danışma kurulunun değerlendirmesi usulüyle seçen ve İstanbul'un dokusunu, çok kültürlü yapısını hesaba katan festival; geçtiğimiz 5 yılda, 500'den fazla sanatçıyı, 100'den fazla gösteri ve yaklaşık 30 atölye, paneller ve partilerde 50 bin kadar seyirciyle buluşturan bir karşılaşma alanı sağladı.

Disiplinlerarası bu festivalin yeni olanın peşinde, sınırlarla oynayan programından; sezonda izleyip beğendiğimiz yerli yapımları ve henüz izlemediğimiz ama merakımızı cezbeden, dikkat kesildiğimiz performansları derledik.

 

Yurt dışından yapımlar

The Whisper of the Waves (Tayvan)

Festivalin en geniş katılımlı bu etkinliği, sosyal meseleler ile teatral şiirselliği harmanlayan bir performans. Yalnız bir taksi şoförü, hassas bir saksı bitkisiyle yakın bir bağ kurar; sevgi dolu bir çift taşıyıcı ebeveynlik konusunda çelişkiye düşer ve bu karakterlerin iç seslerini, duygu ve düşüncelerini harmanlayan performans bir soru etrafında birleşir: Başınıza bir felaket gelse ne yapardınız ve kime başvururdunuz?

The Kitchen Dance (Yunanistan)

Festivalin açılış performansı The Kitchen Dance, neredeyse sadece mutfakta yaşayan Kaiti'nin anlatısı. Koreografın, Elefsina'nın kültürel derneklerinden işçi, eş ve anne olan kadınlarla yaptığı görüşmeler sonrası belirlediği mekan seçimi olan mutfak; performans boyunca bir kadının tüm yaşamının muhasebesini ve kişisel devriminin başlattığı yerine dönüşüyor.

18 Eylül'de Eksibir'de.

The 11th Hour (Singapur)

The 11th Hour, ölüm konusunu ve sonrasında olacaklara dair eskimeyen spekülasyonları hicivle donatıyor. Bu karanlık dans komedisi; sonlar ve onları kabul edemememizle ilgilenirken; ölümden sonra hala var olabileceğimiz fikrini kurgulayan; vampirler, hayaletler ve zombiler hakkında hikayeler uydurulan bir gece seansı.   

The 11th Hour, 20 Eylül'de Alan Kadıköy'de.

Dünya Maskara (Yunanistan)

Dünya Maskara,  19. yüzyılda İstanbul'da "karamanlidika" ile yazılmış iki dilli şarkılar ve mezar yazıtlarından esinlenen bir Türk-Yunan performansı. Koreograf Mairi Pardalaki ve şair Çağla Meknuze, bu geçmiş dilsel yakınlığın izlerini araştırırken; yazıları aşk, ölüm, din ve kadının yeri gibi arşiv temalarıyla yan yana getiren yeni bir bakış icat ediyor.

Dünya Maskara, 21 Eylül'de Arter'de.

Türkiye'den yapımlar

Parrhesia 2 (Echoes Sahne&Tiyatro Kast)

Michel Foucault'nun Parrhesia-Gerçeği Söylemek kitabını kılavuz edinen oyun, ekibin otobiyografik ögelerini de hesaba katan uzun süreli bir araştırma sürecinin çıktısı. Hakikatin peşinde çokça sorunun etrafında devinen bedenler; kendisini pek de ciddiye almayan tonuyla seyircisine cevaplar değil sorular armağan ediyor. Parrhesia'nın yönetmenliği ve hareket tasarımı Salih Usta'ya; performansı ise Çağıl Kaya, Can Güvenç, Deniz Ekinci, Gülnara Golovina, Melike Kutluer, Münibe Millet ve yine Salih Usta’ya emanet.

GONG (Gong Sahne)

Tek kişilik bu sözsüz performans doğumdan; gençlikte yolunu bulmaya, iradeyi kaybedip kaybolmaya, insanın gölgesiyle mücadelesine ve fark edip dönüşmesine uzanan bir büyüme hikayesi. Proje tasarımı ve performansta ise Filiz Bozkuş Al'ın imzası var.

Heartquake (Ekin Tunçeli)

Heartquake, türlü "sallantılı" hallerin, arayışlar, çabalamalar, ilişkilenmeler ve inşa edememeler üzerinden koreografik olarak örüldüğü bir çağdaş dans performansı. Uzundur yaşam formumuza dönüşen bu sallantılılığa odaklanan performansın konsept ve koreografisi Ekin Tunçeli imzası taşıyıyor. Yaratıcı dansçıları ise Halil İbrahim Aygün, Gizem Seçkin ve Diren Ezgi Yıldızkan.

Heartquake 17 Eylül'de Alan Kadıköy'de.

Heybesini Çiğneyen Katır (KadroPa)

Pembe desenli bir halı, iki kadın, çokça yas, çokça neşe, bir türkü ya da mırıltı: Bir insan ömrünü neye vermeli? Proje tasarımında ve yönetmenlikte imzası olan Dicle Doğan'ın heybesinden dökülenlerden odağındaki performans; yolun getirdiklerini, yan yanalığı ve neşeyi hesaba katan bir yas performansı. Tekrar ettikçe anlam kazanan anları ve sadeliğiyle kucağınıza tek solukta atamayacağınız hisler bırakacak; performansları Iraz Akçam ve Simge Günsan'a emanet Heybesini Çiğneyen Katır, 18 Eylül'de BeReZe Gösteri Evi'nde.

 

İki Kent Arasında Bir Bar Masasında (Zemin Yapım)

Anton Çehov klasiği "Üç Kız Kardeş"ten hareketle yazılan oyun, uzun zamandır görüşmeyen Nilay, Derya ve İpek'in bar masasında geçiyor. Üç kız kardeşin İpek'in doğum günü için bir araya geldiği bu akşamda konuşulacak çok şey var. Babalarının 6. ölüm yıl dönümü, tutulmayan yaslar, hayal kırıklıkları, yüzleşmekten kaçılanlar ve doğdukları yere, Ankara'ya dönme arzuları. Oyunun yönetmenliği Kardelen Ezgi Yıldız'a; performansları ise Bilge Varol, İdil Özaydın ve Mine Nur Şen'e emanet.

Yan masaya kulak kesilmek isteyenler için İki Kent Arasında Bir Bar Masasında, 19 Eylül'de BOVA'da.